27 Eylül 2009 Pazar

KERKÜKTE ŞİİR (HOYRATLAR)




Bir derde dalmışığ biz,
Ne güne kalmışığ biz,
Kerkük’ten siz gideli
Zulmette kalmışığ biz..

Buhara
Süt karıştı buhara,
Kaldı düşman elinde
Azer, Kafkas, Buhara…

Bir inlesem
Bir desem bir inlesem
Eritir kaf dağını
Derdimin birin desem…

Yad elinde
Öt bülbül yad elinde,
Bir diyar mezar olsun,
Kalmasın yad elinde…

Eşim Garip
Eşim yoldaşım garip,
Hiç bilmem nereliyem,
Toprağım, taşım garip

Kazan ağlar
Od yanar kazan ağlar,
Burada bir garip ölmüş,
Türbesin kazan ağlar…

Günahımnan
Hüdam geç günahımnan
Ciğerden bir ah çektim!
Tutuldu gün ahımnan…

Güle naz,
Bülbül eder güle naz,
Girdim dost bahçesine,
Ağlayan çok gülen az…

Bir de vay!
İkide vay, birde vay.
Bir derde men düşmüşem
Desem vay, demesem vay…

Kerküğün Hasa Çayı,
Su gelir basa çayı,
Yıktılar Taşköprüyü,
Soktular yasa çayı…

Kerkük senden kan akar
Milletüv siyah takar
Nimetüvden beslenen
Dönüp sene yan bakar…

Kerküğüm nece Kerkük
Düşipti sca Kerkük
Allah’tan imdat diler,
Her gün her gece Kerkük..

Kurum az,
Cülhe Çohdi kurum az,
Tökülen şehid kanı,
Bin il kalsa kurumaz…

Bu alma dört olaydı
Karnıma dert olaydı
Boynumu vuran cellat
Keşke bir mert olaydı…

Kerküklüyem siz bilin
Keserim düşman dilin
Neft döküp yandırsalar
Terk etmem Kerkük ilin.

Salim DEMİREZEN
Pınar Dergisi Cilt:2 Sayı:18
Haziran 1973

25 Eylül 2009 Cuma

AŞIĞIM İSTİKLALE

Yılmam düşman zulmünden,
Zincirleri kırarım.
Koç yiğitler tetikte,
Otağ kurmuş hünkarım.

Ezan-tekbir sesiyle,
Beslenmiştir diyarım.
Cennet gibi vatanım,
Benim namusum, arım.

Yedi düvel bilsin ki!
Hür yaşamak kararım.
Kara donlu kafire,
İndirilen şamarım.

Yalçın sarp kayaları,
Bir solukta aşarım.
Elimde al bayrakla,
Zaferlere koşarım.

Azığımız imandır,
Bu yüzdendir başarım.
Nerde bir zulüm varsa,
Karşısında ben varım.

Esir Türk illerine,
Kartalları salarım.
Akıncıya yar oldu,
Geçit vermez dağlarım.

Dilimden düşmez dua,
Zafer için ağlarım.
Aşığım istiklale,
Şahit altın çağlarım.

Burçlarda dalgalanır,
Sancaklarım, tuğlarım.

Göz açtırmam zalime,
Yiğitlikte serdarım.

Koskoca şanlı tarih,
Medar-ı iftiharım.
Gönlümde kutlu sevda,
Nazlı hilal nigarım.

Tüm dünya tanır beni,
Hürriyet benim adım.
ŞÜKÜRLER OLSUN RABBİM,
HÜR DOĞDUM, HÜR YAŞARIM!

Hayrettin DURMUŞ

İlim, Kültür ve Sanatta ÇINAR
Yıl:2 Sayı:21, Nisan 1996

14 Eylül 2009 Pazartesi

Hesaplaşma

Çile yüklü dağlarda uçuşan milli kement
Zalimleri bir gün, hey! Boğacaktır müebbet
Sinkiang’ın(!) asisi(!) Osman Batur'dan bahset
Sorulacak bu hesap tek tek, sakın unutma !

Döndür atom bilyelerini, tepemde döndür
Kahkaha at!.. Ey fahişe! Son güldüğün gündür
Türkistan’ı mezar yapıp, baştan başa gömdür
Sorulacak bu hesap tek tek, sakın unutma !

Hep sustular, görüyorum, düşmanıma hak veren
Üç beş komünist için gökleri yere seren
İnsanlık şarlatanı, özgürlük(!) şampiyonu
Sorulacak bu hesap tek tek, sakın unutma !

Uluyuveren itçik ve yağlanmış keneler
Kahramanlık (!) postunda, destanlaşan(!) kahpeler
Kaç zamandır hümanist(!) şarkılar söylediler
Sorulacak bu hesap tek tek, sakın unutma !

Varsın olmasın koşan,Türkistan’lım üzülme
Allah biz bilan! Kardeş! Ümidini yitirme
Diriler leş kesilmiş, zalimde bir semirme
Olsa da sorulacak, mutlak hesap, unutma !

Ertuğrul ŞAKAR
Pınar Dergisi, Ekim 1973

Bizim Rüzgârımız

İhanet cenderesinde kıvranan
Bir millet için bu; gayret rüzgarı.

Pınar'dan süzülüp gelen Gerçek'ler,
Çınar'ı besleyen hayat rüzgarı.

Vatanıma sahip çıktı bu Bayrak,
"Muhteşem Türkiye" devlet rüzgarı.

Egemen Milletin Sesi bu yurtta
Gönülden gönüle sohbet rüzgarı.

Millet Gençliği'nden işittiğimiz
Yen zaferlere davet rüzgarı.

Yıllardır Otağ'ımızdan yayılan
Dertlere dermandır hikmet rüzgarı.

Hasret ateşidir bağrımda yanan
Nazlanma, es artık vuslat rüzgarı.

Turgut YILDIZAN

Gel Böyle Böyle

Maziden atiye uzanır gider,
Enginli yüksekli yol böyle böyle
Kimi boyun eğer kimi borç öder
Tükenir ay hafta yıl böyle böyle

Kimi eleğini duvara asar
Kimisi bağrına kara taş basar
Kiminin bağına mihrican eser
Kurur dallarında gül böyle böyle

Kimisi yollara vurur kendini,
Çözmeye çabalar işin fendini
Sabahı beklerken yıkar bendini
Alır her yanını sel böyle böyle

Şafakla yol alır bakmaz ardına
Ömrünü vakfetmiş güzel yurduna
Kendi hesabının düşmez derdine
Gülse de haline el böyle böyle

Garip Hakkı sen de umudun kesme
İncinsen de sakın darılıp küsme
Sözün sırasında sakınıp susma
Bu çağrım sanadır gel böyle böyle

Hakkı ŞENER

NOT: Değerli Meslektaşım ve dostum Selami YILDIRIM'ın "Hal Böyle Böyle" şiirine Mücadeleci Millet Şairi Hakkı ŞENER Beyefendiden hemen cevap geldi. (Mehmet Mutluoğlu)

Biz Akarız Gökmavisi Beyazı Renklerle

Hayra alamet değil bu sessizlik
Bu ovaların tepelerin bayrakları al
Zaman ırmağında akmaz ıssızlık
Şimşek bakışlarla bekliyor kartal

Karanlıktan çıkacak şafak aydınlık
Mutluluk gömleğini giyecek millet
Yeniden umutlara duyar yakınlık
Yeniden çiçekler açar adalet

Biz akarız gökmavisi, beyazı renklerle
Yeniden telli duvaklı olur ülke
Bir arayış hareketi kutlu dileklerle
Yürek geçidinde azimdir Bilge

Ben; sesim, yumruğum, kararım
Bu topraklarda, bu Millet egemen
Geçmişi, geleceği ararım
Sırtımda Balkan, Bağdat, Yemen

Şimdi karar zamanı ufuklara
Az sayılarla azgınlığa karşı duruş
Dünya dolusu kuklalara
Son vermek için kanat açıyor bir kuş

Makus talihinde Sevr halkalı zincir
Bizimdir bu toprak, bu bayrak, bu hak
Katı kayalar kadar taşlaşmış kibir
İsteğim topraklarımla birlikte yaşamak

ERTUĞRUL ŞAKAR 22.07.2007

Hal Böyle Böyle

Yüzlerde gam yükü,gözlerde buğu.
Susarak konuşur dil böyle böyle...
Karanlığa mahküm edilmiş Doğu,
İşte aziz dostum hal böyle böyle.

Birlik,beraberlik,kardeşlik ne ki?
Dağılan sürüyü kimler yemez ki?
Yeniden birleşip güleriz belki...
Başka çaresi yok bil böyle böyle...

Dostun dili bıçak,yarası derin,
Dostların dostlarla arası serin,
Sevgiyle uzansın dostluğa elin,
Sarsın yaramızı el böyle böyle...

Tuzaklar kurulur,mayın döşenir,
Yaz gününde karakışlar yaşanır,
Beyinlere ithal fikir taşınır,
Nasıl bunalmasın kul böyle böyle.

Karabağ vurulur,Bosna kırılır,
Kıbrıs’ta karışık düşler görülür,
Ağızlara paslı kilit vurulur,
Nasıl konuşsun dil böyle böyle...

Kanal kanal susturulur vicdanlar,
Günübirlik yaşar oldu insanlar,
Kirli paralarla doldu cüzdanlar,
Şimdi artık dava pul böyle böyle...

Tepeden tırnağa arınsın kirler,
Arınsın gönüller, yollar, fikirler,
Bu yürek yükünü çekince erler
Açılacak elbet yol böyle böyle...

Selami YILDIRIM

İlim,Kültür ve Sanatta ÇINAR
Yıl:2 Sayı 16 Ekim 1995

12 Eylül 2009 Cumartesi

Millet Marşı

Aziz Millet Aziz Millet
Uyan artık geç oldu
Kıbrıs Kudüs Türkistan’ın
Düşmanlarınla doldu

Fatih’lerin torunları
Kurtaracak vatanı
Devletimiz kök salacak
Kuşatacak cihanı

İntikamın intikamın
Alınacak mutlaka
Tarih millet şahid olsun
Yemin ettik Allah’a

Bayrakları çekeceğiz
Sancakları dikeceğiz
Hak yolunda kurtuluşu
Ölüm olsa seçeceğiz

İntikamın intikamın
Alınacak mutlaka
Tarih millet şahit olsun
Yemin ettik Allah’a.

11 Eylül 2009 Cuma

Özledim Sesini

Eksilmez ensemden kışın soluğu,
Yedi veren yaprakları özledim.
Söndüremez yüreğimi kar suyu,
Yosun kokan ırmakları özedim.

Nerede of!.. Irmaklarım nerede,
Bulutlardan yağmur damıt yine de

Kanayan yarama tuzlar basarım,
İçime akıtır,yine susarım,
Her gün,dünden beter hayat yaşarım,
Dilek tutan dudakları özledim.

Nerede Oy! Dileklerim nerede?
Beni seraplarla avut yine de.

Utanç bastı,boğuluyor ruhumuz,
Eriyor beyinler,sızlıyor omuz,
Ağlarken kızımız,susar oğlumuz,
Kirlenememiş duvakları özledim.

Nerede? Vay! Duvaklarım nerede?
Umutlarla bebek büyüt yine de.

Ufuk yandı,güneş durdu vedaya,
Akşam oldu,kuşlar döndü yuvaya,
Gidenler hep geri geldi sılaya,
Kucak açan toprakları özledim.

Nerede? Ah! Topraklarım nerede?
Betonlara tohum dağıt yine de.

Bekle gülüm,bu yazgılar değişir,
Dağlarımda ardıçlarım gelişir,
Vurur davul,Koçyiğitler güreşir,
Er meydanı otlakları özledim.

Nerede? Hey! Otlaklarım nerede,
Sen dünyanın nabzını tut yine de.

Gün gelir,gemiler dağları aşar,
Söz biter,duygular taşta konuşur,
Medeniyet mimarına kavuşur,
Sultan doğan çocukları özledim.


Nerede, bey çocuklarım nerede?
Adlarını “Fatih” koydurt yine de.

Hüseyin ÖZKAYNAKÇI
İlim, Kültür ve Sanatta ÇINAR
Yıl:2 Sayı:15 Ağustos 1995

AKIN

İstikbalin parlayacak yıldızı
Mutlu günler gayret et ki pek yakın
Milletimin yüreğindeki sızı
Ordulaşıp başlayacak bir akın.

Yenilsek de, dar çemberde kalsak da
Çok amansız, korkunç yara alsak da
Ölümü beklenen hasta olsak da
Dirileşip başlayacak bir akın.

Nedir keder,nedir elem,ıstırap?
Milletimiz bugün olsa da harap
Zannetmeyin mutlu günler bir serap
Serap değil başlayacak bir akın.

Dikeceğiz Hak’kın saltanatını
Sökeceğiz zulmün barikatını
İnsanın insanca hayat hakkını
Haykırarak başlayacak bu akın.

Ertuğrul ŞAKAR
PINAR
Aylık Kültür ve Sanat Dergisi
Aralık 1973 Cilt:2 Sayı:24